28 Aralık 2013 Cumartesi

Teknolojileşsek mi Teknolojileşmesek mi?


'Teknoloji hayatın yerini asla tutamaz ama teknolojiye ihtiyaç duyduğunuz  o bazı anlarda yanınızdayız.'




Ülkenin önde gelen teknoloji kuruluşu Teknosanın ekranlardaki son reklamı çok dikkat çekici. Eleştirel anlamda mesajını direk veriyor. Hem müşterisini bilinçlendiriyor hem de farkını ortaya koyuyor. Bu tür başarılı reklamlar görmek çok nadir. O yüzden doyasıya izlemek, hüzünlenmek ve ders çıkarmak gerekmekte. Teşekkürler Teknosa..

23 Aralık 2013 Pazartesi

Google Dijital Pazarlama Analizi 2013




Geçtiğimiz günlerde 2013′te en çok aratılanlar listesi Zeitgeist’i yayınlayan Google, dijital pazarlama sektörünü de unutmadı.Yayınladığı infografikle 2013′ün dijital pazarlamayı nasıl değiştirdiğini özetleyen Google, bu senenin pazarlama trendlerini verilerle açıklıyor.

2013′ü dijital pazarlama için çok verimli bir yıl olarak kabul eden Google, gelişen teknoloji ile markaların, ajansların ve yayıncıların tüketicilere daha kolay ve daha etkin bir şekilde ulaşabilmeye başladıklarını söylüyor. Daha zekice bir yaratıcılık dönemine girildiğini, kampanyaların farklı formatlarda yayınlanarak inovatiflik kazandığını, medya satın almasının gerçek zamanlı olarak gerçekleşmeye başladığını söyleyen Google, başarı için farklı ölçümlemelerin ortaya çıktığını belirtiyor.

Dijital pazarlama sektörünü yeniden tanımlayan büyük değişimleri yansıtan infografikte Google’ın 2013′ü bir değişim yılı olarak tanımladığı dikkat çekiyor. Eski usül pazarlamanın yeni teknolojilerle birleşmesi sonucu geleneksel pazarların değiştiğini belirten Google, %20 oranında şirketin ilk defa bu sene geleneksel pazarlama yöntemlerine dijital pazarlamayı eklediğini vurguluyor.

Dijital pazarlamanın yaratıcılık ayağına baktığımızda daha fazla reklamverenin geçilebilen, atlanabilen reklamları tercih ettiğini görüyoruz. Google, Youtube video içi reklamlarının %75′inin atlanabildiğini de belirtmeden geçmiyor. Buna ek olarak reklamverenlerin %73′ü sosyal medya reklamcılığına adım atarken yeni reklam formatlarının bu sene içinde hayata geçtiğine de parmak basılıyor.

Dijital pazarlama entegrasyonları da 2013′ün trendleri arasında yer alıyor. Kullanıcılar gün içinde üç farklı ekran kullanması dijital pazarlamacıların bu tüketime yetişmesi için tüm bu platformlara hitap eden pazarlama modelleri oluşturma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. %81 oranında kişi akıllı telefon ve televizyonlarını aynı anda kullanırken %66 oranındaki kullanıcı ise akıllı telefon ve bilgisayarlarını eş zamanlı kullanıyor.
%48 oranında pazarlaması çoklu ekran kampanyalarını önemli görürken medya için ayrılan bütçelerin %20′si bu çoklu ekran kampanyalarına harcanıyor. Google ayrıca 2016′da bu oranın %50 oranında artacağını öngörüyor. Bu çoklu ekran kampanyasına “The Last of Us” oyundan örnek veren Google, Sony’nin çoklu ekran, çoklu platformlu kampanyasıyla 3,4 milyon adet oyun sattığını söylüyor.

Buna ek olarak medya satın almasının gerçek zamanlı olarak gerçekleştiğini belirten infografik gerçek zamanlı açık artırma reklamlarının bu sene içinde %74 oranında büyüdüğünü ve reklamverenlerin %70′inin programatik satın almayı tercih ettiğini gösteriyor.

Online reklamların yarısının internet kullanıcıları tarafından görüntülenmediğine parmak basılırken Google kendi ActiveView ürününün de reklamını yapmadan geçmiyor. Son olarak etkileşim oranlarına değinen Google, etkileşim başına ücretlendirme gibi ödeme modellerinin bu sene oldukça popüler olduğunu söylüyor.

15 Aralık 2013 Pazar

Sosyal Medya Optimizasyonu




Şirketler sosyal medyada var olmaya çalışırken kimi zaman gözden kaçan bir nokta oluyor "SMO." Yani sosyal medya optimizasyonu.
Sosyal medya optimizasyonunu daha iyi ayarlayabilmek için öneriler hazırladık.

1. İletişimde kalın: Sosyal medyada haberleri kimlerden almak istediğini seçersiniz, ne tarz haberler almak istediğinizi seçersiniz. İnsanlar kendileri için önemli olan haberleri görmek ister. Bu sebeple insanlara görmek isteyecekleri tarzda haberler sunmanız gerekir.

2. Stratejiniz olsun ve onu basit tutun: Sosyal medya için bir stratejiniz yoksa başarılı olma ihtimaliniz çok azdır. Kullanıcılarınızı analiz edin ve aldığınız bilgilere göre paylaşımlarınızı geliştirin. Bunun için kullanılabilecek birçok sosyal medya analiz uygulaması vardır.

3. SEO henüz ölmedi: Arama motoru optimizasyonu olarak adlandırılan SEO hala oldukça önemli bir noktada duruyor. SEO bir internet sitesi için tek başına önemli olmasa da kardeşi SMO ile birleşince oldukça önemli bir hale geliyor. İnsanlar hala arama motoru sonuçlarına oldukça önem veriyor ve onlara göre hareket ediyorlar.

4. İnsanların ilgisini çekin: Bunun için iki anahtar kelimemiz var. "Kalite" ve "sıklık" eğer içerikleriniz kaliteli olursa ve yeterli sıklıkta paylaşılıyorsa oldukça önemli bir iş yapıyorsunuz demektir. Kaliteli olmayan içerikler sosyal medyada ilgi görmezken bunun yanında olumsuz bir etki yaratıp marka imajınıza zarar verirler.

5. Link: Linkleme en önemli sosyal medya aktivitelerinden birisidir. Bu sayede nerede olduğunuzu daha iyi görebilirsiniz.

Her şeyin ötesinde sosyal medyada var olabilmek için müşterilerinizi dinlemeniz ve anlamanız gerektiğini unutmayın. Onları anlamadan başarılı olma imkanınız yoktur ve onları anlamak sosyal medya planlamasının temel gereksinimidir.




9 Aralık 2013 Pazartesi

Önde Olmak: LinkedIn





Profesyonel ürünleri ve hizmetleri geliştirmenin en iyi yollarından birisi de LinkedIn sosyal medya platformunu kullanmaktır. Aslında LinkedIn tam da bu işler için oluşturulmuş bir platformdur denilebilir. Hangi iş alanında olursanız olun profesyonel hizmet satan bir işe sahipseniz, LinkedIn hayallerinizin sosyal ağı olabilir. Birkaç ince ayarlamayla ve özel LinkedIn stratejisi ile LinkedIn profesyonel hizmetler için kullanılabilir duruma gelebilir.

İşte işinizi LinkedIn kullanarak geliştirmenin 10 yolu:
1. Profilinizi optimize edin (iyileştirin).
2. Profilinizi görselleştirin.
3. Paylaşın, paylaşın ve paylaşın.
4. Kişilerle iletişim kurun ve bunu geliştirin.
5. Çapraz tanıtım/promosyon yapın.
6. Takipçilerinize karşı düşünceli olun.
7. Uyumlu olun.
8. Takipçilerinize özel olduklarını hissettirin, kişisel olun.
9. Reklam yapın.
10. Firma sayfanızı sık sık güncelleyin.

30 Kasım 2013 Cumartesi

İletişim Derken?




İletişim araçlarının gelişmesiyle iletişim mekanikleşmiştir. Yüz yüze iletişimin önemine ne kadar değinsekte gerçek anlamda şuan yüz yüze iletişim kuramamak en büyük sorunumuz.Aslında yüz yüze iletişim bi zaman sonra tarih olacak. Yeni nesile eski zamanlarda şöyleydi böyleydi diye anlatarak yad edeceğiz. Hani şu 'eski bayramlar' gibi. Hey gidi sohbetlerimiz diyeceğiz. Bi bakıma aile büyüklerimiz haricinde herkes yüz yüze iletişimi sonlandırmış durumda . Örneğin arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde bile elimizdeki akıllı telefonla (telefonlar akıllaştıkça insanlar aptallaştı) farklı sosyal ağlarda da etkileşim kurmaya çalışıyoruz. Tam olarak ortama uyum sağlayamıyoruz. Konuşulanlar ya bölünüyor ya da yüzeysel geçiştiriliyor.Takipçisi olduğum, müziklerini beğenerek dinlediğim bi sanatçı konserlerinde hemen herkesin telefonuyla kendisini çekmesinden oldukça rahatsız olduğunu yazmıştı. Rahatsızlığının nedeni icraat ettiği sanatın kulaklara hitap etmesiydi. Yani dinleyiciye ihtiyacı vardı. Görsel zenginlik elde edeceğim diye kendini tüketen seyircilere değil. Aslında geçmişteki konserleri hatırladığımızda insanlar şarkılara çakmakla eşlik ederdi. Şimdi ise telefonun ışığıyla.Her yer aydınlık şıkır şıkır.Ama bi kalite eksik. Akıl hep havada, dikkat hep dağınık.

26 Kasım 2013 Salı

İstemek..

istersin ki avaz avaz şarkı söyleyesin
istersin ki sokaklarda koşasın
istersin ki yıldızları seyredesin
istersin ki sessizliği dinleyesin
istersin ki mavilikleri izleyesin
istersin ki deli gibi sevesin
istersin ki..
istemekle oluyor aslında 
istiyor musun gerçekten? 
Evet, Hayır.

23 Kasım 2013 Cumartesi

Hey Özgürlük..

World Wide Web Vakfı, 2013 Web İndeks Raporu’nu yayınladı. Sansürü izleme amacıyla vakfın her sene yayınladığı rapor, 81 ülkedeki internet özgürlüklerini masaya yatırırken Türkiye’ye ait verdiği bilgiler de dikkat çekiyor.
WWW’in kurucusu Tim Berners-Lee, son dönemde NSA skandalıyla gündeme gelen devletlerin kullanıcıları internet üzerinde gözetleme eylemlerinin web’i tehdit ettiğini ve artan bu gözetleme faaliyetlerinin demokrasinin önünde büyük bir engel olduğunu dile getiriyor. Artan internet sansürlerine dikkat çeken Berners-Lee, devletlerin internet trafiğini gözetlemesi konusunda yeni yasalara ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
İndekste ülkelerin %94′ünde hükümetlerin interneti engelleme girişimlerinin izlenmediği göze çarparken %30 oranında ülkede siyasi paylaşımların engellendiği dikkat çekiyor. Bu senenin raporuna damgasını vuran bulgu ise bizim de Gezi Parkı olaylarında kısa süre önce deneyimlediğimiz gibi internet ve sosyal medyanın insanları örgütlenmeye daha fazla ittiği yönünde.
WWW İnternet Sansür Haritası
İnternet Özgürlüğünde Türkiye 58.Sırada
İndekste ülkelerin internet özgürlüğü sıralamasında İsveç, Norveç, İngiltere ve ABD gibi ülkeler ilk sıralarda yer alırken Türkiye Gana, Hindistan ve Çin’in ardından 58.sırada geliyor. Ülkeleri gelir sıralaması ve web endeksindeki farka göre de sıralayan raporda Türkiye’nin Katar, Suudi Arabistan, BAE, Botswana ve Singapur’un ardından beşinci sırada yer aldığı göze çarpıyor.
WWW’den Gezi Parkı Olayları Sosyal Medya İlişkisi Yorumu
Raporun en dikkat çeken kısımlardan biri de Türkiye’deki Gezi Parkı olayları ve sosyal medya ilişkisinin incelenmesi. Raporda Gezi Parkı eylemleri sırasında atılan lokasyon bilgisi içeren tweet’lerin %90′ının Türkiye’den atıldığı ve %88′inin Türkçe olduğu belirtiliyor. Bunu 2011′deki Mısır ayaklanması ile karşılaştıran rapor bu ayaklanmalar sırasında en çok retweetlenen tweet’lerin sadece %3o’unun Mısır’dan geldiğini ortaya koyuyor. Ayrıca Gezi Parkı eylemleri sırasında kullanıcıların medyayı eleştirmek için sosyal medya kanallarını, özellikle Twitter’ı yoğun olarak kullandığı ve bunun için #BugünTelevizyonlariKapat gibi hashtag’lerden beslendiği de raporda yer alıyor.

16 Kasım 2013 Cumartesi

Her şeyde biraz yalnızlıktan..

Yalnızlık bi his, çoğu zaman hayalkırıklarıyla oluşan ve güvensizlikle her geçen gün bizi ele geçiren çok soyut ama bi o kadar da gerçek.

Yalnızlık nasıl bi şey ki içimizi kapladığında çoğu şey anlamını yitiriyor. Değersiz kılıyor bütün yaşanmışlıkları, silip atıyor duyguları.

Yalnızlık nerde karşılıyor bizi ve neden ele geçirdiğinde benliğimizi sevinçten çok hüzne boğuyor.

Ah yalnızlık hayatı öğrenmeye başladığımız vakit yavaşça sende gelip alıyorsun köşeni ve sonra terk etmiyorsun da..

Oysa insanların sadakatine ihtiyacımız varken yalnızlığa ne oluyor da bırakmıyor peşimizi.


Mavi Kuş Reklam Peşinde




Twitter’ın kullanıcılarına sunduğu en yeni gelişmelerin başında fotoğraf iliştirilen tweetlerin artık fotoğrafları varsayılan şekilde timeline içinde göstermesiydi. Kimilerine göre twitter’ın ruhuna aykırı bulunsa da, işi bu mecralarda pazarlama olanlar için yepyeni ve farklı bir boyut yakalanmış gibi görünüyordu.

Bu durum, kişisel yada kurumsal kullanımda kişilere yada markalara yepyeni ifade fırsatları verdiği ise yadsınamaz bir gerçek. Şimdiden bu alanı nasıl daha iyi kullanıp trafik yaratabileceğimiz üzerinde çalışmaya başladık bile.

Text formatındaki bir yazıdan daha etkili bir iletişim aracı olduğu kesin görsellerin, insanların artık neredeyse okumaya, okuduğunu anlamaya, onu şekillendirmeye ve idrak etmeye bile zamanları yok. Bu iyi birşey mi bilmiyorum yada insanlara bu kadar rahatlığı vermeli miyiz emin değilim ama görsel iletişim, kesinlikle bir yerde yazı tabanlı iletişimden daha keskin ve sonuç odaklı.

Twitter timeline’ı içinde görsellerden maksimum faydayı sağlamak için yalnızca fotoğrafları yükleyerek insanların bu fotoğraflardan yola çıkarak sizinle etkileşime geçmesini yada ürünlerinize / hizmetlerinize ilgi göstermesini beklemeniz başlı başına bir hata olur. İşte bu aşamada, bu alana içerik üretirken nelere dikkat etmeniz gerektiğine dair kısa notları okuyarak işe başlayabilirsiniz.

Sosyal medya iletişiminde kullanmak üzere çektirdiğiniz yada satın aldığınız / edindiğiniz fotoğrafları öncelikle bir kez de Twitter timeline tasarımına uygun hale getirmek için kırpmanız yada optimize etmeniz gerekiyor. Bir çok mecra için farklı optimizasyonlar yapmanız gerektiğinin farkındayım fakat bu gerekli bir başlangıç.
Eklediğiniz fotoğraflar, ilişkilendirdiğiniz tweetlerin altında yer alır, yukarı ortalanmıştır ve 440×220 piksel genişliği ile yüksekliğinde olacak şekilde ebatlandırılır. Eğer sahip olduğuz ve timeline’a eklediğiniz fotoğrafta da 2:1 oranı varsa sorunsuz şekilde görüntülenir fakat farklı bir orana sahipse bu görsel, sağından ve altından kesilir, bu durumda vermek istediğiniz mesajı tam olarak veremeyebilirsiniz.
Sahip olduğunuz görsel materyalde bir yüz yada ürün kullanıyorsanız, bu bölümü mutlaka görselin mümkün olduğu kadar ortasına çekmelisiniz. Özellikle yüzler belirgin olmalıdır.
Twitter, tweetlere eklemek üzere size maksimum 3 MB’lık bir alan tahsis eder. Bu durum, üzerine tıklandığında fotoğrafların daha geniş ve anlaşılır şekilde açılması için yeterli bir büyüklüktür.
Bir fotoğraf yüklemek, 140 karakterlik tweet hakkınızdan 26 karakteri götürür. Anlaşılır bir ifade ve daha çok etkileşim için geriye kalan 114 karakteri maksimum 94 karaktere kadar optimize etmelisiniz.


Yeni güncellemelerle artık sponsorlu tweet sahibi olan markaların görselleri reklam içerebiliyor. Markalar, herhangi bir genişletme (expand) reaksiyonuna gerek kalmadan tweetlerini açık halde tutabilecek satın almalar yapabiliyorlar. Bu durum, yeni bir ürünün pazardaki algısını yaratmak, bir indirimi duyurmak yada alışveriş kuponlarını dağıtmak gibi pazarlama faaliyetleri için son derece iyi bir yöntem. Görselleri tasarlarken dikkat edilmesi gereken en basit ve tek gerçek, aslında insanların ilgisini çekmeyi sağlayacak materyalleri kullanmak!

 Twitter timeline akışında hangi görselleri kullanabilirsiniz?
 İndirim haberleri
Yeni ürün duyuruları
Yeni hizmet haberleri
Soru etkileşim faaliyetleri
İnfografikler
İndirim kuponları
İlgi çekici, merak uyandırıcı fotoğraflar (hayvan resimleri, günün anlam ve önemine vurgu yada merak uyandırıcı fotoğraflar)
Bu arada, Twitter kullanıcıları arasında yapılan bir çalışma, insanların yalnızca düz metinlerden farklı olarak içinde bir görsel olan tweetlere daha çok rabet ettikleri ve o tweet ile etkileşime geçtikleri gözlenmiş.

Tıpkı diğer sosyal medya araçlarında olduğu gibi Twitter’ın bu yeni iletişim biçimi de aslında tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış bir imkan sunuyor.


10 Kasım 2013 Pazar

Teknolojiyle iyi kötü anlaşıyoruz..



 Yukarıdaki resme baktığımızda önce bi tebessüm ettiriyor. Ama resim üzerine düşünmeye başladığımızda web teknolojinin gelişmesiyle hayatımızın ne kadar değiştiğini görüyoruz. Evet teknoloji iyi bi şey. İnsan yararına olan bi şey. Peki bu yararın zararlarını da görmüyor muyuz? 

 Sosyal ağların gelişmesiyle insanların birbirinden kopması aynı zamana denk geliyor. İnsanlar birbirinin hayatının bu kadar içerisindeyken aslında birbirlerine kilometrelerce uzaklar. Sadece bu yakınlık gözetlemekten geliyor . Birbirlerine temas etmeden yıllarca bu sosyal ağlardan iletişimlerini, yakınlıklarını sürdürüyorlar.  Beraber oturup eğlenmiyorlar, birbirlerini dinlemiyorlar. Duygusal bi varlık olan insan, duygularından her geçen gün uzaklaşıyor. Popüler olanın yanında tek tipleşerek aynı şeyleri düşünüyoruz. İnsanlardan uzaklaşmanın ötesinde kendimizden de uzaklaşıyoruz. En basitinden şuan düşüncelerimi yazdığım yer bi kağıt sayfası değil, elimde de bi kalem yok. Kendi yazı stilimle yazmıyorum, klavyenin bana uygun gördüğü yazı stiliyle tuşlara basıyorum. Bi nokta da mekanikleşiyorum. Makinanın uzantısı durumundayım.

 Web teknolojinin gelişmesiyle insan ilişkilerinin yapaylaştığını söylemek gerekir. Tabii eleştirdiğim bu düzenin bende içerisindeyim. Aslında telefonla, sosyal ağlarla üniversitede tanıştım. Lise yıllarında hiçbir sosyal ağda olmayan interneti sadece araştırma yapmak için kullanan biriydim. Hiçbir zaman merakta etmedim. Ama ne zaman üniversiteye geldim  gerçek çevremden koptum o zaman internet zamanımın büyük bölümünü geçirdiğim yer oldu. Çünkü insan ilişkileri yeni girdiğim çevrede hep net üzerindeydi. Bende ayak uydurayım derken baya bi kaptırdım kendimi. Şimdi hala aktif kullanıcıyım. Netten uzaklaşamayınca takip edeceğim kişi sayısını azaltarak hem daha samimi paylaşımlar yapmaya başladım hem de sadece aynı ortamları paylaştığım insanların yaşamını gözetlemekten vazgeçtim. Güzel bi çözüm oldu. Ben buna az ve öz diyorum. Gerçekten işe yarıyor.

6 Kasım 2013 Çarşamba

griye uyanmak

bi sonbahar sabahı.. hava kapalı her yer gri. Kuşlar ötüyor, araçlar geçiyor, insanlar bağırıyor griye uyanan şehirde hayat devam ediyor. Sesler duyuyorum yere düşen şişenin sesini, dışardaki kuşun, gürleyen göğün sesini.. Bir de içimde sesler var onları dinlemek dışardaki sesleri dinlemekten daha zor daha güç. Biraz kaygılı ama bi o kadar da çoşkulu. Beni ben yapan şeyler. Kaybetmekten çok korkarım belki de o yüzden kazanmak için çabalamayışım. Hem bazı durumlarda kazanmak, kaybetmek yoktur sadece sevmek vardır.Sadece sevmek.. karşılıksız, beklentisiz. Biri sizi sevsin diye sevmezsiniz, biri gelir gözünüzün içine bakar ve sonrası sol yanınızla ilgili..

5 Kasım 2013 Salı

Göğe Bakma Durağı


İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları  da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi 
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat 
Durma göğe bakalım.  
                                               T. Uyar
bazen şiir okursun bazen kendini.. o yüzden diyorum ya tarifsiz hisler yoktur aslında. Sen kendini anlatamazsan şiirler anlatır sana kendini.

2 Kasım 2013 Cumartesi

gidişler olacak elbet..

Üniversiteye adım attığım ilk günden berii  insan kalabalıklarında yaşamak için az çaba sarfetmedim. Şükür hep makul olan bi insandım. Ama bu makulluğun beni kendimden uzaklaştırdığını çok sonra farkettim. O zaman kendim gibi olmaya karar verdiğimde ise çevremdeki insanlarla çatışmak zorunda kaldım. Çatışmalarım kavgayla, yüksek sesle olmadı hepsi pasif direnişti. kendimi rahatsız hissettiğim kişilerin hayatından çıkmaktı bütün eylemim. Ve sonradan anladım ki kendini bi yerde rahatsız hissediyorsan kalmak için çabalamak boş iş miş.. Çünkü o rahatsızlık hep olacak ne kadar gözardı etsen de, yokmuş gibi davransan da. Tabii yaşayarak öğreniyoruz. Eksilmiyor hayatı öğreniyoruz. Hayat denilen dersin en başında olacak bu tür kırılmalar önemli olan sonrası..

Hem vasıflı yalnızlık vasıfsız kalabalıklardan iyidir.

O zaman yalnızlığın şerefine..

1 Kasım 2013 Cuma

Facebook İllegal Çöpçatan

Her gün Facebook üzerinden birçok bilgi paylaşıyorsunuz. Kabul edelim onlar sizin hakkınızda çok şey anlatıyor.Özellikle Facebook'un bu konudaki algoritması ile davranışlarınız, arkadaş yapınız ve başka bilgiler öğrenilebiliyor.

Şimdi ise Facebook kalbinizi görebilecek. Bu sayede sadece verilere bakarak insanların  ilişki durumları ortaya çıkacak. Diyelim ki bir arkadaşınız olsa aralarındaki bir ilişkiyi Facebook öğrenebiliyor. Facebook bu sayede hangi gönderinin daha fazla önem taşıyacağı anlaşılabiliyor. Facebook hayatındaki önemli insanları anlayarak size daha özel içerikler göstermek istiyor.

Elbette bu durum daha çok Facebook reklamcılarının  işine yarayacaktır.



31 Ekim 2013 Perşembe

sadece bir ay mı?

1 Kasım.. Hani şu 'Sweet November' adlı filmi 'Kasımda Aşk Başkadır' olarak çevrilmesiyle kasımda aşkı hatırlarız sanki unutmuşuz da. Nedense aşk kasımda ayrı bi yaşanırmış.. Tabii konu aşka gelince herkese göre değişir. Kimi için her gün başkadır aşk, kimin için her saat her dakka.. Ama kasım bi klişe. İyi eğleniyoruz bu geyikle yoksa aşkı tek bir aya indirgeyecek değiliz vesselam.

İtiraf etmeliyim ki Sweet Novemberı geçen sene izledim. Tabii beklentim aşırı uçta olunca film sönük geçti. Zaten bizde filmin içeriğiyle değil Türkçe ismiyle ilgileniyorduk. Bu yüzden filmi konuşacak pek bir ortamda yoktu. Her şeyi abartma huyumuz yok mu işte o yüzden içerisine girmiş bulunduğumuz ay normal bi ay değil. Haberiniz olsun.. Sweet sweet november.

Bu arada mevsimsel olarak yağışların artacağı Kasımda yağmurda başkadır, ıslanmakta..

Keyfini sürün..

Sözde düşünüyorum..

Evet.. Düşünce özgürlüğü diye bi şey var. Bu yüzden çoğu insan bu özgürlüğün arkasına saklanarak konu hakkında en ufacık bilgiye sahip olmadan konuşuyor. Sonra da bana saygı duymak zorundasın diye hiçbir eleştiriyi kabul etmiyor. Tamam düşünce özgürlüğü var. Ama bu demek değil ki cahil cühela konuşacak sonrada saygı bekleyeceksin. Bu noktada düşünmeden konuşan sonra da düşünce özgürlüğüne sığınan hiç kimseye saygı duymuyorum. Aslında bu tür kişilerle tartışma ortamına girmekten kaçınmak lazım. Sinirlenmekten başka bi işe yaramıyor. 

 Tabii atalar yine en doğrusunu söylemiş..
     
'Cahil dostun olacağına akıllı düşmanın olsun.'

29 Ekim 2013 Salı

İlk saçmalamalar..

Merhaba.. Uzun uğraşlar sonrası! kişisel bloğumu açmış bulunmaktayım. Kendini tanıtma klişelerinden hoşlanmıyorum. Sayfamdaysanız hakkımda yeterince bilgiye sahipsinizdir.

 Bloğumdaki ilk mesajım: 'Dünyayı sevgi kurtaracak, birbirimizi sevelim lütfen.'

saygılar, sevgiler..